Bireylerin çevresiyle olan etkileşimini sağlayan onun duyu organlarıdır. Diğer bir deyişle, bireyler, görerek, duyarak, dokunarak, koklayarak, ve tat alarak etrafında olanları anlamaya çalışır. Öğretim ortamlarının amacıda, bireyin duyu organlarına hitap edecek görsel-işitsel unsurları öğretim ortamına taşımak ve öğretimin etkinliğini artırmaktır. Öğrendiklerimizin ne kadarının hangi duyu organları yoluyla kazanıldığını anlamak, görsel-işitsel araçların tasarlanmasında, kullanılmasında ya da seçilmesinde yol gösterecek önemli bir unsurdur. Bu amaçla yapılan çalışmalar göstermiştir ki duyu organları yoluyla öğrendiklerimiz içinde görselliğin ayrı bir yeri vardır. Diğer bir deyişle, bir resim, grafik ya da bir şekil kullanarak aktaracağımız içerik, öğrenci için öğrenilmesi daha kolay ve anlaşılması daha kısa zaman alacak bir içerik olacaktır. Bu anlayışa temel oluşturabilecek araştırmalardan bir tanesi Çilenti tarafından aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.

Duyu Organlarımız

Öğrendiklerimiz

  • Görme %83
  • Duyma %11
  • Koklama %3.5
  • Dokunma %1.5
  • Tatma %1

Bu tablodan da anlaşılacağı gibi, öğrendiklerimizin %95’i görsel-işitsel duyularımıza hitap eden öğrenme ortamlarında gerçekleşmektedir. Diğer bir değişle, görsel-işitsel materyallerle zenginleştirilmiş öğrenme ortamları, etkin öğrenmenin gerçekleşmesinde vazgeçilemeyecek unsurlardır.
Öğrenmenin gerçekleşmesi ile eş öneme sahip diğer bir faktör ise, öğrendiklerimizi akılda tutabilme ve bunları günlük hayatta kullanabilmedir.

Hatırlama/Kullanma

  • Okuduklarımız %10
  • İşittiklerimiz %20
  • Gördüklerimiz %30
  • Görüp/İşittiklerimiz %50
  • Söylediklerimiz %70
  • Söyleyip/Yaptıklarımız %90